31 Temmuz 2008 Perşembe

Yeni Kelimelerin İmtihanı


Türk Dil Kurumunun 18 yıllık çalışmalarındaki başarı derecesini Türkçe’ye kazandırdığı yeni kelimelerin sayısıyla ölçmek yanlış olmaz. Fakat bu sayıyı bilmiyoruz. Bütün yeni kelimelerin Türkçe’de yaşamağa namzet olmadıkları düşünülürse, bu miktarın şimdiden tâyini de imkânsızdır.


Yeni kelimeler üç gruba ayrılabilir:


1. Sevildikleri, tutuldukları ve yaşayacakları muhakkak olanlar.

2. Şüpheli olanlar.

3. Yaşamayacakları muhakkak olanlar.

Birinci grup kelimelere birkaç misal: “Durum”, “inceleme”, “oturum”, “uçak”, “taşıt”, “gezi”... Bu kelimeler ve benzerleri bence yaşayacaklarında şüphe olmayanlardır. Çünkü Türkçe’nin dil yapısına, gramerine, fonetiğine ve hakim lehçe (İstanbul) şivesine uygunluk vasıflarına sahiptirler. Köklerinin mânasını da herkes bilir.


İkinci grup kelimelere birkaç misal: “Tüzük”, “devrim”, “tartışma”, “ülkü”, “örgüt”...
Bu kelimelerin yaşayacakları bence şüphelidir. Çünkü dil yapıları düzgün ve şiveye uygun olmakla beraber, köklerinin mânâlarıyla bugün kendilerine izafe etmek istediğimiz mânalar arasında farklar vardır. Bunlardan ‘tüzük” kelimesinin hangi kökten türediğini bilen de pek az.


Üçüncü grup kelimelere birkaç misal: “Kıvanç”, “ivedilik”, “işyar” ‘üsdeyi”...
Bu kelimelerin bence yaşamayacakları muhakkaktır; Zira kök bakımından manaları tam bir karanlık içinde olduktan başka, şekil bakımından da Çoğunun en yabancı kelimeden daha fazla zevki hırpaladığı meydandadır.


Yeni bir kelimenin yaşamağa ehliyetini anlamak için onu üç imtihandan geçirmek zorundayız: Mana, kaide, şive.


Bu üç imtihandan birini kazanamayan kelimenin yarınından şüphe edebiliriz. Üçünü de kazanamayan kelimeye hayat hakkı yoktur.

Peyami Safa Ulus, 10 Şubat 1951

Hiç yorum yok: