12 Aralık 2008 Cuma

Hak etmek-Ha'kketmek


Hak etmek birleşik fiilinde yer alan hak kelimesini ince ünlü taşıyan etmek fiiline ulayarak a ünlüsünü ince telâffuz ediyoruz. Bu yanlış söyleyiş çok yaygın olarak duyuluyor. “Kazıma” anlamına hak ile kalın söylenen ve bir hukuk ıstılâhı olan “kazanım” anlamındaki hakk 'ı birbirinden ayrımalıyız. İlkini kâr örneğinde olduğu gibi ince, ikincisini kar örneğinde olduğu gibi kalın okumalı; ince ve kalın farkını gözetmeli; etmek fiilinin ince olan ilk hecesinin tesiriyle yanlış okumamalıyız.

hak etmek
1. bir emek karşılığı hakkı olan şeyi elde etmek, hak kazanmak: “Mutlu, başarılı, kendine güvenmeyi hak etmiş birisi.” -T. Buğra. 2. layık olduğu kötü karşılığı almak; 3. bir başarı dolayısıyla ödüllendirilmek: “Kadın dergileri bizi göklere çıkarıyorlardı, bunu da hak etmemiştik.” -A. Ağaoğlu.

hakketmek, -der Ar. §akk + T. etmek
(-i, -e) (ha’kketmek) 1. Maden, ağaç, taş üzerine elle yazı veya şekil oymak. 2. (-i) Yazı ve şekilleri kazıyarak silmek.



Hiç yorum yok: